Bir varmış bir yokmuş. Şiddetli bir fırtınada, göğün en karanlık zamanının birinde bir okyanusun içinde bir kadın yaşarmış. Kadın nereye gittiğini bilmeden sürekli kulaç atarmış. Okyanusun yakıcı tadı midesine oturmuş ve kalkmak nedir bilmemiş. Gök her defasında karanlığın bütün tonlarını kadının hayallerinin üzerinde deniyormuş. Gök karanlık, suyun altı daha da karanlık… Günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçmiş, kadın kulaç atmayı hiç bırakmamış fakat adım atacak bir kara parçası bulamamış. Gel zaman git zaman kadın artık çok yorulmuş ve kendini suya teslim etmiş. Kadının kulaçları durmuş, bedeni suya emanetmiş artık. Fırtına yerini ıslık çalan bir esintiye bırakmış. Gök kadına yer yer kızıllık, mavilik hediye etmiş ama kadının gözleri kapanmış, nefesi ise bir yaprağın salına salına dalından düşüşü gibi yavaşlamış…
Kadın artık nereye gideceğini bilmeden öylece suyun üzerinde yatıyor ve hiç olmadığı kadar çok korkuyormuş… Bir daha gün doğumunu göremeyeceğini ve hayallerine giden yolda kulaç atamayacağını düşünüyormuş.
Derken!…
Bu hikayenin sonunu yazmayacağım; çünkü bitmedi. Yaşamda nefes almaya devam edildiği sürece de hem yaşanmaya hem yazılmaya devam edecek. Ama bir ipucu vermem gerekirse, kadının karşısına bir pusula çıkmış aynı hayatta beklenmeyen zamanlarda karşımıza çıkan sihirli pusulalar gibi!
Ben bugün sana o pusulayı sunmaya geldim. Okyanusun ortasında kalmış o kadın o pusula sayesinde kulaçlarını atacağı yönü belirlemiş. Belki sen de hayat yolcuğunda yönünü kaybetmiş olabilirsin. Korkma diye yazıyorum bu satırları sana…
Pusulanın adı; Masal Terapi. Evet yanlış duymadın bir kitap, tıpkı her zaman olduğu gibi satırların üzerinde dans eden sözcükler bize yine yardım ediyor. Diğer masal kitaplarından her yönüyle ayrılan bir kitap. Bunun nedenini kitabı eline aldığında ve “Giriş” bölümünü okuduğunda hissediyorsun.
“Sevgili yolcu;
Bu kitap senin için bir pusula olsun diye hayal edildi.
Onu çantanda taşı.
Kendini bir yol ayrımında bulduğunda; gözlerin acaba nereye varıyor bu yollar diye bir o yola bir bu yola kararsızlıkla bakarken kitabı çantandan çıkar.
Kitap yolunu bulmanda sana yardım edecektir.”
diye başlayan eşsiz bir pusula Masal Terapi!
Yazarı ise hayat yolcuğumda bana en özel yolu sunan, kalbini sonsuz açan, canım hocam, dostum Judith Malika Liberman.
Judith; bir masalcı, aynı zamanda masalcılar yetiştiren bir masal eğitmeni ve sanat terapisti. Onun hakkında ne yazsam az kalır.
Fransa’nın Paris şehrinde doğduğunu düşün. Annen ve baban Paris’in şehir yaşamından ayrılıp bir köyde yaşamayı tercih ediyor. Bir komündesin. İnsanlar tebessümü hiç eksik etmiyor yüzlerinden, kalplerinden. Dokuma yapılıyor, sepet örülüyor ve halk üreterek mutlu bir yaşam sürüyor. Güneş yola çıkıp yerini Ay’a bıraktığında da halk bir ateşin etrafında toplanıyor ve işte o anda masallar doğuyor Ay ile beraber, ağızlardan; kulaklara, yüreklere yol oluyor. Judith, bu ortamda nefes alıyor, masal dinliyor, masal yaşıyor ve masal anlatıyor. Sonra da adımları her daim masalın kalbiyle atılmaya devam ediyor. Onun hakkında detaylı bilgi almak istersen web sitesine bakabilirsin. (http://www.judithliberman.com/)
Masal Terapi kitabında Judith, okuyucuyu bir oyuna davet ediyor. Her oyunun bir kuralı var ve bu kitabın da küçük kuralı şu: Her defasında yalnızca 1 masal okuyacaksın. Evet, yanlış duymadın. Diğer kitaplar gibi baştan başlayıp sonuna kadar gidemiyorsun bu kitapta.
Örneğin; bir derdin var, kafana bir şey takıldı. Kitabı eline alıyorsun, takıldığın soruna odaklanıyorsun, kitabı kalbinde tutuyorsun ve rastgele bir sayfa açıp o masalı okuyorsun. Eğer karşına çıkan sayfa masalın ortasına denk geldiyse , sayfada geri gidip masalın başına geliyorsun. Bir diğer yöntem de sayı tutmak. Kitapta 54 masal var. 1 ile 54 arasında bir sayı seçip, kitabın içindekiler sayfasından tuttuğun sayıya karşılık gelen masalın sayfasına giderek masalı okumaya başlıyorsun.
Ama en önemli kural, yalnızca 1 masal okumak! Her masalın bitiminde dört kapı açılıyor karşına. Bunlar;
- Mesaj Bölümü: Masalı okuyup bitirdikten sonra “mesaj” bölümünü okumadan kendine sorman gereken bir soru var: “Bu masal bana nasıl bir mesaj veriyor?” Daha sonra kitaptaki “mesaj” bölümleri sana bazı yorumlarda bulunuyor, ama önemli olan senin kalbinin cevabıdır.
- Seyir Defteri Bölümü: Bu bölümde eline bir kalem ve defter alman gerekiyor. Çünkü kendini yazıya teslim etmelisin. Hayatında bahaneler üretmeyi bırakıp seyir defterini hakkıyla yaptığında karşında açılan kapıları tahmin bile edemeyeceksin. Ben kendi seyir defterimi paylaşacağım seninle. 54 masal da geçti hayatımdan. Bazen bir çoğu defalarca çıktı karşıma, bazen de aylarca hiç çıkmayan masal oldu. Ama hem kitabım hem seyir defterim muhteşem bir yolculuktayız.
- Alıştırmalar Bölümü: Bu bölüm ise, kitabın verdiği mesajları hayatına geçirmende sıkı bir pratik alan. Sana 54 tane farklı kapı sunacak bu bölüm. Bir oyunun içinde olduğunu unutma. Oyunlar, zevk almak içindir. Attığın her adımın tadını çıkartarak oyna bu oyunu.
- Alıntılar Bölümü: Her masal bittiğinde bir alıntı çıkacak karşına. Alıntılar da sihirli bir taş gibi dursun istiyorsan eğer yaşamında, bir kağıda yaz ve sürekli görebileceğin bir yere as. Sana gitmek istediğin ya da içinde bulunduğun yolu hatırlatacaktır.
Bütün bunların sonunda kitabı alıp bir sayfa açıp okuman için sabırsızlanıyorum. Bu oyunda tesadüf diye bir şeyin olmadığına inanmanı istiyorum. Çünkü sana gelen masalın mutlaka bir sebebi vardır. Bu yüzden; bırak sana gelen masal yüreğinden sızsın içeriye, masalının tadını çıkart!
Judith bu kitabı hazırlarken bir arkadaşı sormuş: “Neden masalların bu kadar önemli olduğunu düşünüyorsun?” Bunun cevabını sözel olarak vermiş ama yine de bir gün bir kitapçıya girmiş ve seni davet ettiği gibi kendisini de oyun oynamaya davet etmiş. Raflardan rastgele bir kitap seçmiş, eline gelen kitap Mevlana’nın Rubailer kitabıymış. Gözlerini kapatmış ve bir sayfa açmış, parmağını sağ sayfada bir satırın üzerinde durdurmuş. Şöyle yazıyormuş:
“Masal Suyu
Masal bir suya benzer
Yıkanmak için ısıttığın.
Ateşle ten arasında elçilik yapar.
Onları kavuşturur, seni temizler!”
Hayatta tesadüf diye bir şey yok canım okuyucu. Arkadaşının sorusuna en güzel cevap yine kalbinin sesini dinlediği bir oyunda çıkmış karşısına. Bu kitap öyle bir pusula işte!
Ben kitabı elime ilk aldığımda karşıma çıkan masal neydi biliyor musun? “Kaplanlardan korkan çocuk.”
Masalı okuduğumda gözlerimden yaş geldiğini hatırlıyorum. Önce kendimle konuşmuştum, bu masal bana ne anlatıyor?, diye. Daha sonra mesajını okumuştum. “Korkundan kaçma!” diyordu. Gerçeği önüme tüm çıplaklığı ile seriyordu. Seyir defterini yazdım, alıştırmaları uyguladım. İçimde korku uyandıran bir şeyi denememi söylüyordu. Ben de dediğini yaptım. En sonunda ne mi oldu? Adımlarım artık korkusuzca atılıyor ve paylaşarak büyüyor.
Benim yolcuğumda yolun tadını çıkartmam gerektiğini öğreten, cesaretime kulak vermem gerektiğini fısıldayan, yaptığım her şeyi aşk ile aşk için yapmam gerektiğini anlatan anahtar masalımdır.
“Masal Terapi” kitabı benim yavaşlamama yardımcı oldu. Yavaşlayınca dinlediğim sesler netleşti, yanından geçtiğim güzellikleri fark etmeme rehber oldu ve o güzellikleri hissetme gücü verdi. Hayatın, paylaşılınca çiçeklenip renklenecek bir yer olacağını söyledi.
Masallar, hayret etmeyi öğretti.
Şimdi sıra sende. Bakalım hangi masalı yaşayacaksın?
Masal Terapi
Yazar: Judith Malika Liberman
Çeviri: İstem Erdener
Yayınevi:Doğan Novus
Yılı: Mart 2015