Sanat’ın ‘Yoz’ Hali: Modern Sanat Simsarları Naziler!

Sanatın Yoz Hali Modern Sanat Simsarları Naziler

“Babadan Oğula’’

Bern’de “Gurlitt-Yoz sanat” Sergisi!

2012 yılında, bir sanat simsarlığı hikayesinin oğul rolündeki kahramanı Cornelius Gurlitt’in Münih’teki evinde 68 yıl boyunca konserve kutularından oluşan bir yığının altında sakladığı 1400 parçalık bir koleksiyon tesadüf eseri bulunmuştu.         

Vergi kaçakçılığı yaptığı düşünülen Gurlitt’in evinde bulunan eserler ise ona, Hitler’in 1938’de Nazi Müsadere Komitesi’ne atadığı dört Alman sanat simsarından biri olan babası Hildebrand Gurlitt’ten kalmıştı. Gurlitt’in paraya ihtiyacı olduğu durumlarda karanlık odasından çıkardığı eserleri birer birer satarak hayatına devam ettiği düşünülmüştü.

Konu ile ilgilenmesi için görevlendirilen Almanya Kayıp Sanat Vakfı, çalışmaları sonucunda 1936-1941 yılları arasında Hildebrand Gurlitt tarafından toplanan eserlere ait toplam 600 fotoğrafa artık Alman Ulusal Arşivi’nden ulaşılabileceğini duyurmuştu.

Ve nihayet yasal süreç sonunda gelinen noktada devlet tarafından el konulan sanat eserlerinden 150 parçalık bir seçki kasım ayında sergilenmek üzere Bern Güzel Sanatlar Müzesi’ne getirildi.

Sanatın Yoz Hali Modern Sanat Simsarları NazilerHitler’in Linz’deki Führer Müzesi’ni dünyanın en iyi resimleriyle doldurma projesi dolayısıyla Naziler; işgal altındaki Fransa, Hollanda, Belçika, Avusturya, Çekoslavakya, Polonya ve Rusya’da büyük bir sanat yağmasına girişir. Ardındansa ülkeye döviz kazandırmak için ‘dejenere’ olarak nitelendirdikleri bu eserleri satmak isterler.

Hitler’in “büyük ve öldürücü bir hastalıktan muzdarip’’ olduğunu düşündüğü Alman sanatının, Joseph Goebbels tarafından ‘çöplük’ olarak nitelendirilen sanatçılarının ‘dejenere’ kabul edilen eserleri 1937’de iki milyon ziyaretçinin katıldığı bir sergiyle satışa sunulur. Beklenilen satışın yapılmaması yaklaşık 1004 adet resim ve heykelin, 3825 adet suluboya, baskı ve çizim eserinin ateşe verilmesine sebep olur. Büyük yankı uyandıran bu olay sonrasında dünyanın çeşitli yerlerinden sanatseverler eserleri satın almaya başlar.

İtfaiyenin bahçesinde yakılan onlarca eser! Tıpkı ünlü Rönesans ressamı Boticelli’nin kendi elleriyle ateşe atmak zorunda kaldığı eserleri gibi ya da Carl Sagan’ın ‘Eğer zamanda geriye gidebilseydik, ilk geleceğim yer burası olurdu,’ dediği İskenderiye Kütüphanesi’nde yakılan onlarca kitap gibi. Tarihçilere göre insan 790 bin yıl önce ateşi üretmeyi ve kullanmayı öğrendi. Daha sonra da hemen kâğıdın 451 fahrenheit derecede yandığını keşfetmiş olmalı!

Max Beckmann, Otto Dix, Max Liebermann, Ernst Ludwig Kirchner, Marc Chagall, Paul Klee, Emil Nolde, Franz Marc, Henri Matisse, Edvard Munch, Canaletto ve Eugène Delacroix gibi ressamlara ait eserlerin 1939 yılından beri kayıp olduğu biliniyordu. Sanat eserlerinin yağmalanmasının büyük bir suç ve saygısızlık olmasının yanında uzun yıllardır bir evin karanlık odasında saklanıyor olmasını da aynı derecede yağma olarak düşünen sanatseverler için büyük bir sürpriz olan bu tesadüfi buluş sayesinde Sanat Tarihi’nin yeniden yazılabileceğini söylenen otoriteler ise konuya farklı bir yaklaşım kazandırıyor.

“Tarih dediğin!’’ diyor ya hani Tevfik Fikret Tarih-i Kadim’de ‘alnında altı bin yıllık buruşuklar ve bir o kadar da kuşku!’

Yorum yap

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen adınızı buraya girin