Edebiyat tarihinin en büyük yazarlarından biri olan Kolombiyalı Gabriel García Márquez’in Yüzyıllık Yalnızlık adlı başyapıtı bu yıl 50. yılını kutluyor.
Kutlamalar, milli kütüphane öncülüğünde Kolombiya’da başlayıp Arjantin, Nikaragua, İspanya ve Çin’e kadar uzanıyor.
Meksika’da yazılan ve 1967 yılında ilk kez basılan kitap Büyülü Gerçekçilik akımın en çarpıcı örneklerinden biri oldu. Dedesiyle olan güçlü bağı, ailesindeki kadınların bir hayli değişkenlik gösteren renkli karakterleri ve doğup büyüdüğü evde anlatılan, çoğu hayal-gerçek düzleminde el ele giden birçok hikâye Yüzyıllık Yalnızlık’ın yazılmasının yolunu açtı.
O dönem hayatının tümüyle bir keşmekeş olduğunu düşünen ve kitabını yazmakta olan genç Márquez’in en büyük destekçisi eşi Mercedes Barcha olur. Kitabı basıma göndermek ise işin en zorlu kısmıdır; maddi sıkıntılar içerisinde metni Sudamericana yayınevinin edebiyat editörü Francisco Porrúa’ya ulaştırma amacıyla harekete geçtiklerinde ellerinde sadece 53 Kolombiya pesosu bulunur ve metnin tamamını postalamak için 82 pesoya ihtiyaçları vardır. Mercedes’in “53 pesoya ne kadarını yollayabiliyorsak o kadarını yollayalım” önerisi üzerine metnin bir kısmını yollasalar da gereken parayı bulmak kolay olmaz ve “Tanrı bizi affetsin” diyerek evlilik yüzüklerini satarlar. Metnin kalanını göndermek üzere postaneye vardıklarında ilk gönderide metnin ilk değil ikinci parçasını gönderdiklerini fark etmeleri ise mahcubiyetle karışık gülümseten bir anı olarak yer eder. Metnin gönderildiği iki yayınevinden biri kitaptaki şiirselliğin azaltılmasını isterken diğeri romanın bu haliyle satılmasının imkansız olacağını söyler. Márquez, “büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü olağan şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlık’ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım.” diyerek betimlediği üslubundan vazgeçmez ve kitap basıldığı yıldan itibaren günümüze dek onlarca dile çevrilip ve milyonlarca satarak dünya edebiyatını etkileyen önemli bir eser olarak edebiyat tarihine adını yazdırır.
48’den fazla dile çevrilen kitap, ülkeler bazında incelendiğinde bize eserin nasıl karşılandığına dair bazı bilgiler vermektedir:
2013 yılında yapılan bir araştırma, Ermenistan’da gençlerin en fazla okuduğu kitap olarak Yüzyıllık Yalnızlık’ı gösterir.
Kitap, 1967 yılında Arjantin’e ilk ulaştığında bir hafta içinde kitabevlerinin “en çok satan üç kitap” listesine girer.
Orijinalinde “son” yazmamasına rağmen birkaç ülke ve Türkiye’deki baskılarında kitabın bitiminde “son” yazmaktadır.
Kitap Fransa’da, Kolombiya’nın en önemli yazarlarından bir diğeri olan Álvaro Mutis ve eşi Carmen Miracle’ye ithaf edilmiş ilk ve tek baskı olarak yayımlanır.
Endonezya’da genelde Yüzyıllık Yalnızlık ismiyle okunan kitap zaman zaman Yüzyıllık Sessizlik adıyla da basılır.
Kitabın etkisi Japonya’da Cien Años de Soledad (Yüzyıllık Yalnızlık) ismiyle alkollü bir içkinin ismi olmasına ilham olur.
Rusya’da yıllarca sansürlenir ve kilisenin 2012’deki çağrısıyla liselerde okutulması yasaklanır.
Gabriel García Márquez’in, “Yüzyıllık Yalnızlık’ı iki yıldan daha kısa sürede yazdım, ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı.” diye söz ettiği kitabının Latin Amerika’dan tüm dünyaya nice elli yıllar boyunca seslenmeye devam edeceğinden emin olmanın sevinciyle…
Kaynakça:
GABO – Büyülü Bir Yaşamın Hatıraları. Óscar Pantoja. Desen Yayınları. Çeviri: Altuğ Akın.
Semana.com