Geç Viktoria Dönemi’nin ünlü yazarlarından Oscar Wilde’nin yazdığı tek roman olan Dorian Gray’in Portresi, ilk defa yönetmen koltuğuna oturacak Annie Clark’ın kamerasından bir kez daha sinemaya uyarlanıyor.
‘’Ne acı! Yaşlanıp çirkinleşecek, iğrenç biri olacağım. Ama bu resim hep genç kalacak. Şu haziran günü kaç yaşındaysa o yaşta duracak. Ah keşke tersi olsaydı! Genç kalan ben olsaydım da resim yaşlansaydı! Bunun için neler vermezdim!”
Güzelliği karşısında herkesin hayran kaldığı, ressam Basil Hallward’un ‘hazinesi’, ebediyen genç kalmak isteyen Dorian Gray’dir bu sözlerin sahibi ve roman kendi güzelliğini asla kaybetmek istemeyen sonsuz bir gençlik karşılığında ruhundan vazgeçen bu adamın öyküsünü anlatır, tıpkı kendisine aşık Narkissos gibi.
1891 yılında yayımlanan, ahlaksızlığı yücelttiği gerekçesiyle büyük eleştiriler alan ayrıca yazarının 2 yıl hapis cezasına çarptırılmasına sebep olan roman, uzun yıllar sansürlenmiş bir halde basılmış; son olarak 2014 yılında ilk defa sansürden arındırılmış bir halde okuyucuyla buluşmuştu.
Döneminde uygunsuz bulunsa da edebiyat tarihi açısından büyük değer taşıyan roman daha önce çeşitli yönetmenler tarafından sinemaya uyarlanmıştı. Hatta bu yapımlar arasından Albert Lewin’in yönettiği 1945 yapımı aynı adlı film, romanı sinema diline en iyi aktaran film olarak hala hafızalarda yerini korumaktadır.
Fakat bu defa eser şarkıcılıktan yönetmenliğe geçiş yapmasının sebebini bilmediğimiz, Annie Clark namıdiğer St. Vincent’ın gözünden sinemaya uyarlanıyor. Senaryosunu David Birke’nin yazdığı filmin başrol oyuncusu henüz belli değil. Filmin ne denli yankı uyandıracağı da merak konusu üstelik. Gizem, gerilim ve tutku ekseninde geçmesi planlanan film bu sefer çok farklı bir portre ile karşımıza çıkabilir. Biz meraklıları olarak şimdiden heyecanlandık.