‘Cortazar’ın hiçbir yapıtını okumamış olmak,
ömür boyu şeftali yememiş olmak gibi bir şeydir.’
Pablo Neruda
Bir tane Cortazar öyküsü seçeceğiz ve bu öykü genel anlamda bütün ayrıntılarıyla ‘İşte bu Cortazar öyküsü’ dedirtecek bize.
Zarımı atıyorum: ‘Glenda’ya Öyle Tutkunuz Ki’
1
Elimdeki ‘Mırıldandığım Öyküler’ kitabının çevirmeni Tomris Uyar sunuş yazısını bitirirken yaşamında ilk kez bir öykücüyü kıskandığını belirtiyor. Haklı bir kıskançlık.
Glenda’ya Öyle Tutkunuz Ki öyküsü Cortazar öykülerinde sık sık karşılaştığımız birinci tekil anlatıma sahip. Fakat öyküdeki dil ‘Ben’ den başlıyor ve tamamıyla ‘Biz’ anlatısını şekillendiriyor.
Bir Sinema/Tiyatro oyuncusu olan Glenda ve onun tutkunlarının gruplaşması ve bu gruplaşma etrafındaki eylemleri grubun içindeki anlatıcının ağzından dinlemeye başlıyoruz.
Buradaki tutkunluğun Glenda’ya karşı genel anlamda bir ‘sevgi’ olmadığını henüz ilk sayfada anlatıcı altını çizer gibi açıklıyor: …biz Glenda Garson’a tutkunduk, o kadar, bu özelliğimiz de bizi onu yalnızca sevenlerden ayırmaya yetiyordu.
İlk başta Glenda tutkunlarının sayısı çekirdek bir kadroyken, öykünün ilerlemesiyle beraber sayı da artıyor gitgide, böylece çekirdek de filizleniyor. Kolektif bir Glenda Tutkunları oluşuyor.
-Öykünün çevirisi sekiz sayfa. Orijinal metni kaç sayfa bilmiyorum ama çevirisini baz alarak konuşacağım-
Öykünün ilk üç sayfasında gündelik hayata dair, dünyevi ayrıntılara neredeyse hiç rastlamayız. Bu bölümü bir Glenda tanımı ve Glenda tutkunlarının büyüsel bir anlatımı ile zamanın durdurulması olarak düşünebiliriz ya da şimdiki zamanın dillerde tekrarlanan Glenda isimleriyle beraber donması. Dünyevi ayrıntılar da üçüncü sayfanın son bölümünde devreye girer. Fakat buradan sonra kalabalıklaşan Glenda Tutkunlarının eleştirileri ilk bölümde Glenda imgesine yanaşmazken, artık irili ufaklı Glenda’ya doğru uzanmaya başlar. Yine de Glenda’ya uzanan eleştiriler bir şekilde toparlanmaya çalışılır. Bu noktada ise bütün grup devreye girer. Plana göre Glenda’nın oynadığı filmler toplanacaktır ve grubun ortak bir Glenda tasarısına göre filmlerdeki Glenda’nın olduğu sahneler bir araya getirilecektir.
Öykünün bu bölümünü ise tutkunun hegemonyası olarak okumak mümkün.
Öykü tam da bu noktadan sonra gidişatından bir ipucunu verir bize: Glenda tutkunları kendi Glenda’larını yaratma uğraşındadırlar.
Bu ipucunu doğrulayan hadise ise Glenda’nın ayrıldığı sinema sektörüne geri döneceği kararını açıklamasıyla oluşur. Glenda tutkunlarının, Glenda tutkusunu ilmek ilmek işlediği vakitte bu ilmeği dağıtan da Glenda olur nitekim. Glenda geri dönmüştür ve Glenda imgesi yerle bir olmuştur. Öykünün son cümlesi ise olacak ya da olması gerekeni özetler niteliktedir:
…haçtan sağ inilmez ne de olsa.
2
Cortazar’ın öykü anlayışını özetleyen en iyi örneklerden biri olan bu öykü, girişiyle beraber konuyu açıklama zahmetine derinlemesine girmez. Sayfalar ilerledikçe karakterlere ve olaya aşina oluruz. Cortazar’ın öykülerinde rastladığımız bir anlatıdır bu. Öykü bütün hatlarıyla ve ayrıntılarıyla kendini oluşturur. Glenda’ya Öyle Tutkunuz Ki öyküsü de bu şekilde ilerler.
Girişte Glenda tutkunları tanımı yapılırken, Glenda’ya ve Glenda tutkunlarına dair bilgiler sıralanır. Öykünün altyapısı oluşur. Yukarıda bahsettiğim öykünün üçüncü sayfasıyla beraber var olan dünyaya bir geçiş sağlanır. Glenda da bu var olan dünyaya dahil edilir. Daha sonra öykünün var olan dünyaya geçmesiyle beraber insanların arzuları da devreye girmiş olur. Arzular devreye grince de zıtlıklar oluşur, çatışma başlar.
Öykünün beşinci sayfasından sonra apaçık ilk başta betimlenen tutkuya bir yabancılaşma devreye girer. Bu yabancılaşmayı yine Glenda tutkunları çözmeye çabalar. Bu noktadan sonra Cortazar kaçınılmaz sonun belirtilerini vermeye başlar. Glenda tutkunlarının bu tutkuyu var olan dünyaya dahil etmeleri üzerine pasif konumdaki Glenda, aktif bir konuma geçer ve öyküdeki kopma tam anlamıyla gerçekleşir. Çarmıh gerilmiştir artık.
Böylece Cortazar, sekiz sayfalık öyküsünde; bir öykü yaratma aşaması ile o öyküyü dahil edebileceği dünyayı yaratma aşamasını ve en sonunda öyküyle dünyanın çarpışmasını sistematik olarak sunmuş desek yanılmış olmayız sanırım.
Kaynak: Julıo Cortazar-Mırıldandığım Öyküler, Can Yayınları, Çev: Tomris Uyar, 4. Baskı, Nisan 2015