İyi ki Doğdun Hemingway!

İyi ki Doğdun Hemingway

Bundan 118 yıl öncesinin 21 Temmuz’unda, ABD’nin orta batı eyaletlerinden Illionis’in Oak Park şehrinde dünyaya geldi Ernest Hemingway.

Lise yıllarında bir gazetede başlayan yazarlık serüveni, sonraki yıllarda Amerikan gerçekçiliğinin önemli temsilcilerinden biri olmasının yolunu açtı. Hemingway edebiyatında kendiliğinden gelişen reddedilemez bir unsur olarak ‘savaş’, eserlerinin içinden gerek belirsiz, gerekse güçlü bir vurgu olarak geçti. Öyle ki 1926’da yayımlanan Güneş de Doğar adlı ilk romanında savaş yorgunu bir askerin anılarını anlattı. Romancılığının yanı sıra Kadınsız Erkekler kitabıyla başlayan kısa öykü yazarlığı da en az romanları kadar ses getirerek; izleyen yıllarda bu türde de ustalaşmasının ilk adımıydı. Dünya onu en çok Silahlara Veda, Çanlar Kimin İçin Çalıyor, Yaşlı Adam ve Deniz eserleriyle tanıdı. 1953’te Pulitzer, 1954’te ise Nobel Ödülü’ne lâyık görülerek edebiyatı onurlandırıldı.

Birinci Dünya Savaşı’nın Avrupa’yı kasıp kavurduğu yıllarda cepheye gitme arzusuyla orduya başvuran Hemingway gözündeki rahatsızlık sebebiyle reddedilmiş de olsa, daha sonra Kızılhaç’a gönüllü olarak başvurup ambulans şoförlüğü yaparak kendince savaşın tam ortasındaki yerini aldı.

Savaşlar, hastalıklar, kazalar, evlilikler, boşanmalar ve seyahatlerle geçen yaşamı en az edebiyatı kadar konuşuldu; onu günümüze uzanan bir ilginin odağı hâline getirdi.

Fransa, İtalya, İspanya, Çin gibi ülkelerde bulundu; Türkiye’ye savaş muhabirliği yapmaya geldiğinde İstanbul ile de tanıştı.

İlk kez 1928 yılında seyahat ettiği Küba ise yazarın daha sonraları birkaç kısa ziyaretinin ardından uzun yıllar boyunca yaşadığı bir ülke oldu. Hemingway bugün hâlâ Küba halkı tarafından derinden sevilmekte ve en az ülkenin diğer sembol isimleri kadar önem teşkil etmekte. Başkent Havana yakınlarında bulunan evi Finca la Vigía, işçi sınıfının yoğunlaştığı mütevazı bir konumda bulunmakta, yazarın ölümünün ardından müze olarak varlığını sürdürmektedir. Küba, yazarın anısına ülkenin en büyük marinasına Hemingway ismini verip, yine yazarın anısına aynı marinada Uluslararası Hemingway Balık Tutma Turnuvası düzenler. Turnuvanın ilk kazananı Hemingway, 1960 yılındaki kazananı ise dönemin Küba başkanı Fidel Castro olur ki Hemingway ile Castro’nun ilk kez bir araya geldiği, kısa da olsa sohbet ettiği turnuvadır bu.

Castro’nun yarışmayı kazandıktan sonra “ben yine de acemiyim” sözleri üzerine Hemingway’in “ama şanslı bir acemi” cevabı 1960 turnuvasının ve Castro&Hemingway arkadaşlığının kendi halinde bir detayıdır.

İyi ki Doğdun HemingwayHemingway’in Küba’daki yaşamının izlerine dair süreceğimiz yolculuk bizi yazarın Havana şehrindeki en sevdiği barlardan La Bodeguita del Medio ve La Floridita’ya götürecektir. Her iki bar da günümüzde varlığını sürdürmekte, yazarın anısını yaşatmaktadır. Hemingway imzalı “La Bodeguita del Medio’da Mojito’m, La Floridita’da ise Daiquiri’m” cümlesi La Floridita barında göze çarpmaktadır.

İyi ki Doğdun HemingwayDoğumunun 118. yılında Hemingway’i, elinde en sevdiği içki Daiquiri ve Havana’nın kendisiyle sembolleşmiş barlarından birinde vakit geçiren imgesiyle ve sevgiyle anıyoruz.

 

Yorum yap

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen adınızı buraya girin